IB ESS’te Succession Nedir ve Nasıl Test Edilir?
Yıllar önce yanmış, simsiyah bir ormanı hayal et. Ağaçlar yok olmuş, yer yer kül ve çıplak toprak görünüyor. Sonra yıllar geçiyor; önce minik otlar çıkıyor,
Soğuk Savaş tam anlamıyla Cold War, yani ABD ile USSR arasında sıcak çatışmaya dönüşmeyen ama sürekli baskı, tehdit ve rekabet içeren uzun bir güç mücadelesiydi, bu yüzden ona “cold” denir çünkü taraflar birbirine doğrudan savaş açmadı, savaşı ideoloji, propaganda, silahlanma ve ittifaklar üzerinden yürüttü. Bir yanda capitalism ve liberal demokrasi iddiasındaki United States, diğer yanda communism ve one-party rule savunan Soviet Union vardı, bu ideolojik rekabet nükleer silahların yayılmasıyla çok daha tehlikeli bir boyuta ulaştı ve tüm dünyayı etkiledi.
IB History Paper 2 için Cold War, tam bir “superpower relations laboratuvarı” gibi çalışır, çünkü containment, détente, nuclear deterrence, proxy wars gibi kavramları tek bir kronolojik çerçevede görmeni sağlar. Berlin Blockade, Cuban Missile Crisis ya da Vietnam War gibi örnekler üzerinden, liderlerin kararlarını, ideolojik kaygıları ve güç dengesini aynı anda okuyabildiğin net bir saha sunar, bu da hem kavramsal anlayışını hem de essay yazma disiplinini güçlendirir.
Bu rehber, sana sadece arka plan bilgisini vermekle kalmayıp, Paper 2 essays, Internal Assessment ve Extended Essay için sınav odaklı bir bakış da sunacak, böylece konuyu hem olaylar hem de argüman kurma açısından güvenle kullanabileceksin. Cold War’ı iyi kavradığında, Grade Boundary hedeflerin için gerekli olan derinlikte örnek seçmek, karşılaştırma yapmak ve superpower relations sorularını planlı bir şekilde yazmak çok daha kolay hale gelir.
Soğuk Savaş, IB History için sadece bir dönem etiketi değil, aynı zamanda superpower relations sorularında net tanımlaman gereken bir kavramdır. En basit haliyle, 1945 sonrası ABD ile USSR arasında geçen, doğrudan sıcak savaşa dönüşmeyen, fakat sürekli siyasi, askeri ve ideolojik gerilim içeren uzun süreli bir güç mücadelesidir. Ohio State’in hazırladığı bir çalışmada da vurgulandığı gibi, bu tür bir çatışmada taraflar birbirine karşı savaş açmaz, rekabeti başka alanlara taşır, buna cold war denir, çünkü karşılıklı düşmanlık vardır ama cephede top mermisi uçuşmaz, nükleer başlıklar “hazır bekler” durumdadır (kaynak).
Bu resmi sınav diline dökmek için tanımında üç unsuru genelde birlikte kullanman işini kolaylaştırır: ideolojik rekabet, nükleer caydırıcılık ve proxy wars. Böylece hem kavramsal hem kronolojik bir çerçeve vermiş olursun.

Photo by Serhii Bondarchuk
“Soğuk” ifadesi, ABD ve USSR ordularının birbirine doğrudan ateş açmamasına rağmen, sürekli savaş hazırlığı içinde olmalarından gelir. Askerler cephede karşı karşıya gelmedi, ama her iki taraf da yüzlerce nükleer silah üretti, devasa ordular besledi ve her an Third World War çıkabilirmiş gibi planlar yaptı.
Bu dönemin kalbinde nuclear deterrence vardı. Her iki taraf da birbirini nükleer saldırıdan, karşı tarafın vereceği devasa karşılık nedeniyle caydırmaya çalıştı. Burada kilit kavram Mutual Assured Destruction (MAD):
Basitçe, “Eğer sen bana nükleer saldırı yaparsan, ben de sana saldırırım ve ikimiz de yok oluruz” mantığıdır. ABD ve USSR, nükleer silah stoklarını o kadar büyüttü ki, herhangi bir tam ölçekli nükleer çatışma, iki taraf için de intihar anlamına geldi. Bu mantık, Soğuk Savaş boyunca büyük güçlerin doğrudan savaşmasını engelleyen en büyük fren mekanizmasıydı. MAD kavramının tarihsel gelişimi ve nasıl yorumlandığına dair daha derin bir akademik çerçeve görmek istersen, US Army War College tarafından yayımlanan çalışmalara bakmak faydalı olabilir (örnek çalışma).
Bu yüzden ABD ve USSR, birbirleriyle doğrudan savaşmak yerine:
Yani savaş, cephede değil, üçüncü ülkeler üzerinden, medyada, diplomaside ve teknoloji alanında devam etti. Tanklar çoğu zaman hareketsiz kaldı, ama nükleer başlıklar sürekli hesaplara dahil edildi.
IB History için bu fikri essay içinde kullanırken, kavramı basit, net ve analitik bir cümleyle kurman çok işine yarar. Örneğin:
Paper 2 essay yazarken bu tür cümlelerle, hem neden ‘cold’ denildiğini açıklamış, hem de bunun superpower decision-making ve foreign policy üzerinde nasıl bir etki yarattığını göstermiş olursun. Aynı zamanda MAD ve proxy wars gibi terimleri kullanarak, Grade Boundary açısından sana puan kazandıracak kavramsal derinlik de eklersin.
Soğuk Savaş sadece askeri bir gerginlik değildi, aynı zamanda çok net bir ideolojik çatışmaydı. IB History için, bu ideolojik farkları basit ama doğru bir çerçeveyle anlatabilmek önemli, çünkü containment, expansionism veya détente gibi kavramlar doğrudan buradan beslenir.
Kısaca iki sistemi yan yana koyarsak:
| Kavram | Capitalism (ABD) | Communism (USSR) |
|---|---|---|
| Mülkiyet | Özel mülkiyet serbest, şirketler bireylere ait | Üretim araçları devletin, kolektif mülkiyet vurgusu |
| Ekonomi | Serbest piyasa, competition, profit motive | Planlı ekonomi, state planning, beş yıllık planlar |
| Siyaset | Çok partili sistem, elections | Tek parti sistemi, one-party rule |
| Birey-devlet ilişkisi | Bireysel özgürlük vurgusu | Devletin rehber ve kontrol edici rolü |
Capitalism tarafında ABD, şunu savundu: insanlar kendi işlerini kurabilmeli, kâr elde edebilmeli, devlet ekonomiye mümkün olduğunca az karışmalı, iktidar da serbest seçimlerle el değiştirmeli. Bu model, liberal demokrasi ile birlikte anlatıldı ve ABD, kendini “free world” lideri olarak konumlandırdı.
Communism tarafında USSR, üretim araçlarının (fabrikalar, toprak, madenler) özel kişilere değil, devlete ya da topluma ait olması gerektiğini savundu, böylece sınıf eşitsizliklerinin ortadan kalkacağını iddia etti. Ekonomi, state planning ile yönetildi, hangi yıl ne kadar çelik, kömür, silah veya buğday üretileceğine planlar karar verdi. Siyasi sistemde çok parti yerine one-party state vardı, Soviet Communist Party hem devlet hem toplum üzerinde hegemon bir rol oynadı.
Bu ideolojik farklar, superpower relations ve dış politika hedeflerini çok doğrudan etkiledi:
IB History bağlamında, 8. sınıf düzeyinde düşünebileceğin basit bir mantık şudur:
ABD “free markets and democracy” modelini dünya geneline yaymak isterken, USSR de “state-controlled socialist system” modelini yaymaya çalıştı; bu iki hedef doğal olarak çarpıştı ve her iki taraf da kendi blokunu güçlendirmek için ekonomik yardım, askeri ittifaklar ve propaganda kullandı.
Essay içinde bu ideolojik farkları kısa ama etkili bir şekilde göstermek için şuna benzer cümleler iş görebilir:
Bu tür ifadeler, hem olayları sadece kronoloji gibi anlatmadan, hem de ideolojinin decision-making üzerindeki etkisini vurgulayarak, seni Internal Assessment, Extended Essay ve Paper 2 essays içinde daha analitik bir seviyeye taşır.
Soğuk Savaş’ın başladığı yılları anlamadan, Berlin Blockade, Cuban Missile Crisis ya da détente gibi ileriki konuları sağlıklı oturtmak pek kolay olmaz. IB History için özellikle 1945 ile 1949 arası, “origins of the Cold War” ve “breakdown of the wartime alliance” başlıklarında tekrar tekrar karşına çıkar.
Bu bölümde odak şu üç şey olacak: savaş ittifakının neden çöktüğü, ABD’nin containment üzerinden nasıl bir strateji kurduğu ve Berlin krizinin Soğuk Savaş’ı “gerçek” bir superpower rivalry haline nasıl getirdiği. Özellikle Paper 2 essays yazarken, bu dönemi net bir mini kronoloji halinde anlatabilmek sana güçlü bir giriş ve sağlam bir ilk body paragraph kazandırır.

Photo by Kathleen E.
World War II sırasında ABD, Britain ve USSR, Nazi Germany’yi yenmek için zorunlu bir ittifak kurdu, ama ideolojik olarak birbirlerine hiç benzemiyorlardı ve bu uyumsuzluk savaş biter bitmez su yüzüne çıktı. Özellikle 1943–45 dönemindeki konferanslar, hem iş birliğinin hem de arka plandaki derin güvensizliğin aynı anda nasıl var olduğunu çok açık gösterir; bu toplantıların kısa bir özeti için North Carolina’daki bir eğitim kaynağına göz atabilirsin (The Major Conferences of World War II).
Savaş sonrası ittifakın çökmesini üç ana başlıkta toplayabilirsin:
Yalta Conference (Şubat 1945), iş birliğinin hâlâ sürdüğü ama çatlakların belirmeye başladığı nokta olarak görülebilir. Yalta’da:
Kâğıt üzerinde uzlaşma vardı, fakat Stalin “free elections”i, communist-dominant hükümetler kurulduktan sonra sınırlı bir açılım gibi yorumladı, ABD ise bunu Western-style democracy için bir söz olarak gördü. Yalta üzerine yapılmış akademik bir çalışma, bu farklı beklentileri ayrıntılı inceliyor ve konferansın aslında savaş sonrası güç müzakeresi olduğunu vurguluyor (yalta, a tripartite negotiation to form the post-war world order).
Potsdam Conference (Temmuz–Ağustos 1945) ise, ittifakın çatırdadığı an olarak IB sorularında sık sık kullanılır. Yalta’dan farklı olarak:
Stalin, Eastern Europe üzerinde tam kontrol kurma yoluna giderken, ABD ve Britain bu süreci “Soviet domination” olarak tanımlamaya başladı, bu dil değişimi bile güvensizliğin boyutunu gösterir. 1945–47 arasında, Eastern Europe’ta communist-dominated governments kurulması, ABD’de “breakdown of the wartime alliance” olarak yorumlandı ve bu ifade IB History literatürüne aynen bu şekilde geçti.
Essay yazarken, bu kavramı basit bir IB cümlesiyle kullanabilirsin:
Bu tarz bir cümle, hem nedenleri sınıflandırır hem de kronolojiyi (Yalta, Potsdam, Eastern Europe developments) argümanının içine yerleştirmeni kolaylaştırır.
World War II bittikten sonra ABD, Sovyet yayılmasını doğrudan askeri çatışma olmadan sınırlamak istedi ve bu hedefe containment adını verdi. Containment, esas olarak “communism where it already exists, but stop it from spreading” mantığına dayanıyordu; yani USSR’yi geri püskürtmekten çok, genişlemeyi durdurmaya dönük bir stratejiydi. Bu çerçeveyi, University of Kansas’ın açık ders kitabı, kısa ve net bir şekilde özetliyor (The Cold War – U.S. History).
Containment’ın iki temel ayağı, IB syllabus’ta da sık geçen Truman Doctrine ve Marshall Plan oldu:
USSR ve Eastern European states, Marshall Plan’e katılmayı reddetti, Moscow ayrıca kendi etkisi altındaki ülkelere de bu programa girmelerini yasakladı. Sonuç, Avrupa’nın ekonomik ve siyasi olarak iki ayrı blok halinde şekillenmesiydi:
Containment politikalarının Soğuk Savaş gerilimini nasıl artırdığını anlatırken, IB yazımında kullanabileceğin basit bir şablon iş görebilir. Örneğin:
Aynı mantığı biraz daha açarak da yazabilirsin:
Bu tarz net, cause–effect kuran cümleler, Paper 2 essays içinde sana hem argument clarity kazandırır hem de Grade Boundary hedeflerine daha rahat ulaşmanı sağlar.
Daha geniş bağlam için, ABD iç siyasetinde containment tartışmalarını ve Truman yönetiminin karar alma süreçlerini, Dickinson College’ın hazırladığı Cold War origins materyallerinde gayet okunabilir biçimde bulabilirsin (Origins of the Cold War – History 118).
Containment ile bloklaşma hızlanırken, 1948–49 Berlin krizi, superpower rivalry’yi ilk kez açık ve kalıcı bir çatışma hattına taşıdı. IB History için Berlin Blockade ve Berlin Airlift, hem “first major Cold War crisis” hem de “rivalry and mistrust” kavramlarıyla birlikte hatırlaman gereken temel bir örnektir.
World War II sonunda Germany dört occupation zone’a, Berlin ise bu zones içinde dört ayrı sektöre ayrılmıştı. Fakat şehir, Soviet zone’un ortasında bir “Western island” gibi kalmıştı. 1947’de US ve Britain, kendi zones’larını birleştirerek Bizoniayı kurdu, ardından 1948’de Western sectors için currency reform yaptı; yeni para birimi, ekonomik toparlanmayı hızlandırmayı amaçlıyordu ama Stalin bunu, Western powers’ın ayrı bir West German state kurmak için attığı adım olarak okudu.
Bu gerilimin üzerine Stalin, Berlin Blockade hamlesini yaptı:
ABD ve Britain, riskli bir military confrontation’a girmek yerine, yaratıcı ve kararlı bir yanıt verdi: Berlin Airlift. Günlük hayatı devam ettirecek kadar food, fuel ve basic supplies, aylar boyunca aircraft üzerinden şehre taşındı; operasyonun ölçeği gerçekten etkileyiciydi ve Cold War anlatılarında sık geçen bir sembol haline geldi. Airlift:
Mayıs 1949’da Stalin, Blockade’i kaldırdı; kısa vadede global image açısından kaybeden taraf USSR oldu, çünkü ABD moral advantage yakalamıştı. Buna karşılık, Stalin de Western intentions hakkında daha da şüpheci hale geldi, bu da uzun vadede mistrust seviyesini kalıcı biçimde artırdı.
Bu krizin en önemli sonucu, Germany’nin iki ayrı devlet olarak şekillenmesi oldu:
Yani Berlin krizinin sonunda sadece bir ablukadan değil, kalıcı bir territorial division’dan bahsediyoruz. Bu da IB History için önemli bir analytical point sunar: kısa süreli bir kriz, uzun vadeli superpower rivalry’yi kurumsallaştırdı, çünkü:
Essay yazarken, Berlin Blockade’i rivalry ve mistrust kavramlarıyla ilişkilendirmen çok işine yarar. Örneğin:
Bu tür cümleler, sadece olayı özetlemekle kalmaz, aynı zamanda IB History markscheme içinde aranan kavramsal bağlantıyı net biçimde gösterir ve seni Internal Assessment ile Extended Essay için de sağlam örnekler kullanabilen bir seviyeye taşır.

Photo by timo koivulahti
Superpower relations, 1945 sonrası hep aynı seviyede gergin kalmadı, zaman içinde proxy wars, büyük nükleer krizler, sonra détente dönemindeki görece yumuşama ve en sonunda system collapse ile biten uzun bir süreç yaşandı. IB History için bu dönüşümü anlamak, sadece kronoloji bilmek anlamına gelmiyor, aynı zamanda her aşamada power balance, ideology ve nuclear deterrence ilişkisini okuyabilmek anlamına geliyor.
Bu bölümde, Kore ve Vietnam üzerinden proxy war pratiğini, Cuban Missile Crisis ile brinkmanship mantığını, 1970’lerde détente’in neden ortaya çıktığını ve neden kırıldığını, son olarak da Gorbachev reformları ile Soğuk Savaşın neden ve nasıl bittiğini sınav odaklı bir dille toparlayacağız. Her alt başlık, Paper 2 essays içinde rahatça body paragraph temeli olarak kullanabileceğin kadar net ve kısa tutulacak.
Kore ve Vietnam savaşları, ABD ile USSR’nin doğrudan birbirine ateş etmeden, üçüncü ülkeler üzerinden çatıştığı proxy war örnekleridir. Bu savaşlar, containment politikasının sahadaki uygulamasını gösterdiği için IB History syllabus’ta superpower relations sorularında çok işe yarar; bu konuda proxy wars historiography’sine bakan güzel bir özet, Santa Clara University’nin dijital serisinde yer alıyor (Cold War Proxy Wars’s Historiography).
Korean War (1950–53) için temel çerçeveyi şöyle kurabilirsin:
Vietnam War (yaklaşık 1955–75), Kore ile benzer ama aynı zamanda sömürgecilik sonrası context içeren bir proxy war örneğidir:
Bu iki savaş, IB essays için sana şu argümanı kurma şansı verir: proxy wars superpower relations’ı hem test etti hem de genişletti.
IB History essay’lerinde bunu bir cümlede toparlamak istersen, şu tarz bir ifade iş görür:
“Proxy wars such as Korea and Vietnam allowed the superpowers to confront each other indirectly, turning local conflicts into global tests of containment and credibility.”
Cuban Missile Crisis, superpower relations için gerçek anlamda brinkmanship anıdır, yani tarafların karşı tarafı geri adım attırmak için nükleer savaş riskini bilinçli biçimde yükselttiği bir kriz. University of Houston’un hazırladığı kısa metin, bu 13 günü kronolojik ve basit bir dille özetliyor (Cuban Missile Crisis – Digital History).
Süreci IB için işine yarayacak sade bir kronoloji içinde düşünebilirsin:
Kısa vadede, kriz tension peak noktasıdır, çünkü superpowers literally “eyeball-to-eyeball” gelmiştir; uzun vadede ise kriz, her iki tarafı da daha structured communication ve control mechanisms aramaya iter. Bu yüzden IB History için Cuban Missile Crisis’i anlatırken, hem “tensions at their height” hem de “limited cooperation” kavramlarını bir arada kullanmak önemlidir.
Uzun vadeli etkileri özetlersek:
Brinkmanship kavramını sınav için netleştirmek istersen, onu şöyle tanımlayabilirsin:
Brinkmanship: Bir dış politika tekniği, liderler karşı tarafı taviz vermeye zorlamak için savaşa, hatta nükleer savaşa çok yaklaştıkları görüntüsü verir, ama aslında hedef gerçek savaş değil, maximum pressure yaratmaktır.
Essay yazarken, Cuban Missile Crisis ile ilgili kullanışlı bir analytical sentence şöyle olabilir:
“The Cuban Missile Crisis both heightened Cold War tensions to an unprecedented level and encouraged limited cooperation through measures like the hotline and test ban agreements.”
1960’ların sonu ve 1970’lerdeki détente, superpower relations için “relative relaxation” dönemidir; nükleer silahlar hâlâ vardır, ideolojik çatışma bitmemiştir, ama taraflar kontrollü iş birliği yolları arar. Détente kavramının ayrıntılı bir historical overview’ü için Michigan State University’nin hazırladığı “Seventeen Moments in Soviet History” projesine bakmak iyi bir destek sunar (Détente).
Détente’i anlamak için üç temel motivasyona odaklanmak işini kolaylaştırır:
Détente dönemini kronolojik akışla basitleştirebiliriz:
Peki détente neden uzun sürmedi? Burada da birkaç basit başlık işimizi görür:
IB History essays için, détente ile ilgili kullanışlı bir judgment cümlesi şöyle olabilir:
“Détente reduced the risk of direct superpower confrontation through arms control and diplomatic agreements, but it remained fragile because it did not resolve deeper ideological conflicts or halt competition in the Third World.”
Soğuk Savaşın bitişi, tek bir olayla değil, hem USSR içindeki structural weakness hem de Gorbachev’in reform agendası ile açıklanır. Michigan State University, perestroika ve glasnost kavramlarını tarihsel bağlamıyla anlatan iyi bir kısa metin sunuyor (Perestroika and Glasnost).
Gorbachev 1985’te iktidara geldiğinde, Sovyet sistemi ciddi sorunlarla boğuşuyordu:
Bu tabloya cevap olarak Gorbachev iki ana kavramı öne çıkardı:
Soğuk Savaşın sonunu IB essays için toparlamak adına, üç düzeyde nedenlerden söz etmek faydalı olur:
Bu süreç, 1991’de üç önemli adımla Soğuk Savaşı resmen kapattı:
California merkezli bir öğretim materyali, bu son dönemi IB öğrencisi için çok kullanışlı bir şekilde “problems within the USSR, Reagan factor, diplomacy, reform ve internal collapse” başlıklarıyla özetliyor (Cold War Lesson #5: The End of the Cold War).
IB History essays’te sık gelen “reasons for the end of the Cold War” sorularına çalışırken, kendine küçük bir iskelet çıkarabilirsin:
Bu başlıkları kullanarak, Paper 2, Internal Assessment ve Extended Essay içinde hem causation hem de evaluation yapabilirsin; örneğin, “Gorbachev as the main factor” mi yoksa “structural economic problems” mi daha belirleyiciydi sorusunu tartışmak, seni Grade Boundary açısından daha yüksek seviyeye taşıyacak analitik bir tartışma zemini sunar.
Bu noktaya kadar Soğuk Savaş’ın ne olduğunu ve kronolojiyi oturttun, şimdi işi tamamen sınav performansına, özellikle de IB History beklentilerine çevirmek gerekiyor. Paper 2 essays, Internal Assessment ve Extended Essay için aynı içerik havuzunu kullanacaksın, fakat soru tipine göre vurgu ve yapı değişecek. Bu bölümü okurken aklında tek bir soru olsun: “Bu örneği sınavda argümana nasıl dönüştürürüm?”
Aşağıda hem klasik essay soru kalıplarını, hem örnek seçimini, hem de IA ve EE için uygulanabilir konu fikirlerini göreceksin. Hepsi Soğuk Savaş ve superpower relations ekseninde, sınav salonuna direkt taşınabilecek şekilde düzenlendi.
Paper 2’de Soğuk Savaş ile ilgili gelen soruların çoğu, aslında üç büyük kalıptan birine girer:
Bu kalıpları iyi okuyabilirsen, containment, crises, détente ve the end of the Cold War gibi başlıkları çok daha kontrollü kullanırsın.
1. “To what extent…” soruları
Bu soru tipi, senden açık bir taraf seçmeni ve dereceli bir yargı kurmanı ister. Örneğin:
“To what extent was containment successful in the period 1947–1962?”
Burada yapman gereken basit bir iskelet kurmak:
Bu dört adımlı yapı, her body paragraph için güvenilir bir şablon gibi çalışır: claim, evidence, analysis, mini-judgement.
2. “Evaluate the impact of…” soruları
Bu sorularda odak, bir olayın sonuçlarını tartmak ve önem derecesini göstermektir. Örnek:
“Evaluate the impact of the Cuban Missile Crisis on superpower relations.”
Burada iki düzlemde düşün: short-term ve long-term.
Paragraf sonunda mutlaka tartan bir cümle yaz:
“While the Cuban Missile Crisis dramatically increased fear and tension in the short term, its long-term impact was to encourage more cautious and institutionalized management of superpower rivalry.”
3. “Compare and contrast…” soruları
Bu tip sorular, iki savaş, iki dönem ya da iki lider üzerinden kıyas ister. Örneğin:
“Compare and contrast superpower involvement in the Korean War and the Vietnam War.”
Burada dikkat etmen gereken, sadece liste yapmak değil, her paragrafta hem similarities hem differences kullanmaktır:
Bu tip sorularda, essay’in sonunda kısa bir cümle ile ağırlığı kime verdiğini söyle:
“Overall, while both wars involved indirect superpower confrontation, Vietnam represented a deeper and more politically costly test of US containment than Korea.”
Examiner raporlarını okursan, başarılı essays’lerin ortak noktasının bu net paragraph yapısı ve açık mini-judgement’lar olduğunu görürsün. Yani içerik kadar, yazım disiplini de seni Grade Boundary olarak yukarı taşır.
IB History, tek bir bölgeye sıkışan essays’leri pek sevmez, “global” ve çok bölgeli bir bakış bekler. Soğuk Savaş için bu, sadece Europe merkezli anlatıdan çıkarak Asia ve Latin America örneklerini de argümana katmak anlamına gelir.
Bu yüzden ideal bir Superpower Relations essay’inde, çoğu zaman şu üç coğrafyayı aynı anda görmek isteriz: Berlin ve Germany üzerinden Europe, Korean War ve Vietnam War üzerinden Asia, Cuban Missile Crisis üzerinden Latin America. Aynı essay içinde hem FRG/GDR bölünmesinden hem 38. paralelden hem de Havana’dan söz etmek, superpowers’ın gerçekten global ölçekte hareket ettiğini göstermen için harika bir fırsattır.
Mesela containment ile ilgili bir “To what extent…” sorusunda:
Sorunun tarzına göre olay seçimini biraz ayarlamak akıllıca olur:
Bu global dağılımı kafanda oturtmak için kendi kendine küçük bir egzersiz yapabilirsin: her bölge için “bir kriz”, “bir savaş”, “bir uzun vadeli sonuç” seç. Örneğin, Europe için Berlin Blockade, NATO kurulması ve Germany’nin ikiye bölünmesi; Asia için Korean War, Vietnam War, US credibility tartışmaları; Latin America için Cuban Revolution, Bay of Pigs, Cuban Missile Crisis.
Sonra her yeni essay planında, bilinçli bir şekilde en az iki kıta kullanmaya çalış. Bu refleks oturduğunda, examiners gözünde “narrow narrative” yazan adaylardan otomatik olarak ayrılmış olursun.
Soğuk Savaş, Internal Assessment ve Extended Essay için belki de en rahat çalışılabilir alanlardan biri. Bunun birkaç güçlü sebebi var: dönemin başlangıç ve bitişi görece net, çok sayıda primary source var, historiography oldukça tartışmalı ve secondary literature neredeyse sınırsız.
Ayrıca .edu tabanlı akademik kaynaklara erişmek kolay, bu da araştırmanı daha güvenilir kılar. Örneğin, Yale Üniversitesi’nin Avalon Project sayfasında Truman Doctrine konuşması, Marshall Plan metni ya da çeşitli treaties’in tam metinlerine ulaşabilir, bunları IA ya da EE içinde primary source olarak kullanabilirsin.
Neden Soğuk Savaş iyi bir IA/EE alanı?
Uygulanabilir soru cümlesi örnekleri (hem IA hem EE için uyarlanabilir):
Internal Assessment için daha dar ve kaynak erişimi kolay konular seçmek genelde daha sağlıklı olur. Örneğin, tek bir şehirdeki US base’lerinin yerel toplum üzerindeki etkisi, tek bir konuşmanın (örneğin “Ich bin ein Berliner” ya da “Evil Empire” speech) farklı gazetelerde nasıl yorumlandığı, ya da belirli bir yıllık dönemde tek bir krizin newspaper coverage analizi.
Extended Essay için ise biraz daha geniş, ama hâlâ odaklı bir soru seçebilirsin. İki farklı crisis’in karşılaştırılması, bir liderin policy değişimi (mesela Nixon ve détente ya da Gorbachev ve arms control) ya da belirli bir historiographical debate üzerine kurulu bir research question, EE kapsamında çok iyi çalışır.
Her iki çalışma türü için de, mutlaka .edu uzantılı, akademik ciddiyeti olan kaynaklar ve published historians kullanmaya çalış. Örneğin Duke University’nin The Cold War at Home and Abroad gibi derleme kitapları, sana hem bibliyografya hem de farklı bakış açıları sunar. Bu tip kaynaklar, examiner için “bu öğrenci serious academic work okumuş” sinyali verir ve hem IA hem EE’de Grade Boundary açısından sana fazladan güven kazandırır.
Soğuk Savaş’ı, basit bir çizgide; 1945 sonrası başlayan ideolojik rekabet, dalga dalga yükselen crises ve détente dönemleri, ardından Gorbachev reforms ve 1991 collapse ile biten uzun bir superpower relations süreci olarak netleştirdiğinde, hem IB History Paper 2 hem de bugünkü international relations için sağlam bir çerçeveye sahip olursun.
Bu hikâyenin mirası bugün de Ukrayna krizi, NATO genişlemesi, Russia–West gerilimi ve giderek sertleşen US–China rekabeti gibi dosyalarda karşına çıkıyor, yani ideology, containment, détente ve Mutual Assured Destruction (MAD) gibi kavramları anlamak, sadece sınav için değil, haberleri anlamak için de işe yarıyor.
Çalışırken onlarca örneği yüzeysel bilmek yerine, Berlin Blockade, Cuban Missile Crisis, Korean War veya Vietnam War gibi az sayıda olayı çok iyi kavraman, bu olayları kavramlarla ilişkilendirerek yazman ve essays içinde açık argüman, temiz yapı ve mantıklı paragraph planı kurman, Paper 2, Internal Assessment ve Extended Essay performansını gözle görülür biçimde güçlendirir.
Son dokunuşta, kaynaklarını seçerken ağırlığı güvenilir .edu sitelere vermen, argümanını hem içerik hem de akademik ciddiyet açısından çok daha inandırıcı hale getirir, bu da IB History’de hedeflediğin Grade Boundary seviyesine doğru seni bir adım daha yaklaştırır.
Yıllar önce yanmış, simsiyah bir ormanı hayal et. Ağaçlar yok olmuş, yer yer kül ve çıplak toprak görünüyor. Sonra yıllar geçiyor; önce minik otlar çıkıyor,
Gezegenin her köşesinde habitatlar küçülüyor, türler kayboluyor ve iklim krizi yaşam alanlarını hızla değiştiriyor. Böyle bir ortamda biodiversity conservation artık sadece bilim insanlarının konusu değil,
Sabah okula giderken gri, sisli bir şehrin içinde yürüdüğünü düşün; maske takan insanlar, sürekli öksüren çocuklar, artan astım spreyleri. Bunlar artık uzak haber başlıkları değil,
IB Environmental Systems and Societies içindeysen, ister öğrenci, ister öğretmen, ister veli ol, renewable resources ve non-renewable resources konusu senin için temel taşlardan biri olacak.
IB Environmental Systems and Societies öğrencisiysen, muhtemelen IA taslağına bakıp şunu düşündün: “Research Question tamam, Methodology fena değil, Results çıktı, peki Evaluation kısmında tam olarak
IB Environmental Systems and Societies öğrencisiysen, food production systems başlığının ne kadar sık karşına çıktığını muhtemelen fark etmişsindir. Hem eski syllabus içinde hem de 2026
Ek olarak kullandığın her su damlasının, yediğin her öğünün ve bindiğin her aracın gezegen üzerinde bıraktığı bir “iz” olduğunu düşün; işte ecological footprint tam olarak
İklim krizi, enerji geçişi, su kıtlığı, gıda fiyatları, hızlı şehirleşme… Bütün bu başlıklar kulağa sadece çevre bilimi konusu gibi geliyor olabilir, fakat aslında hepsinin kalbinde
“Sera etkisi ile küresel ısınma aynı şey mi?”Kısa cevap: Hayır. Greenhouse effect (sera etkisi) doğal ve yaşam için gerekli bir ısınma sürecidir, global warming (küresel
IB Environmental Systems and Societies (ESS) okuyorsan, iklim değişikliği mutlaka karşına çıkıyor ve 2026 first assessment döneminde climate change mitigation daha da merkezde duracak. Bu